CHIRON VE AY DÜĞÜMLERİ HAKKINDA BİR YAZI
(Chiron Yay burcu ile temsil edilir, GAD Yay burcu yüceliminde ve KAD ikizler yücelimi)
CHIRON (BİLİM İNSANI, FARMAKOLOG, TIP MÜHENDİSİ, AVCI (bana göre DNA avcısı). Kendi eksikliklerini, yaralarını iyileştirmekte usta.
Mesleğim gereği hep şu soruyu sormuşumdur kendime ve deli ettiğim çevreme. İnsan bedeni nedir, bir makina mı? Yoksa arka planın yönettiği bir avatar mı?
Astroloji eğitimi almaya başladığımdan beri mitolojilere, semavi dinlere, okült, ezoterik ve kadim sırlara olan merakım daha da arttı. Okurlara tavsiyem; çok yönlü okuyun. Eğer çok yönlü okursanız bütünleyebiliyorsunuz yarımlarınızı ve ATATÜRK’ümüzün ‘’MEDENİYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR’’ hitabesindeki DİŞİ sözcüğünü, Ninelerimizin su bardağına dinlendirmek için koyduğu takma diş olmadığını anladığımız gibi.
CANAVAR nedir? Hepimizin çocukluğunda ÖCÜ, HAYALET, CİN, ŞEYTAN diye korkuttukları, devinim değiştikçe ise sevimli hale getirdikleri CASPER, MONSTER vs gibi beynimizi yaktıkları ve subliminal kodlamalarla, gerçek sırları mühürleyip, kafamızı bulandırdıkları canavar. Senden hiç korkmuyorum artık. 😊 çok sevimlisin.
Zaten insan bölünmüş değil midir? Eksik ve yarım değil midir? Diğer tamlayıcı yarısını arayıp durmaz mı kelebek ömrü kadar yaşam örgüsünde?
Bir Satürn ikizler burcu olarak astrolojide adı çıkmış ikizlerin yüzeyselliğinin ötesinde bilgiyi hep sorgularım, irdelerim ve tek tek inşa ederek bir sonrakinde üstüne yeni şeyler koyarak büyütürüm idrakımı. Beynin evrimi bilgi ile gerçekleşir. Nasıl ki kas yapmak için sporsal faaliyetlere ihtiyaç duyulduğu gibi.
Kader, Kader değiştirilebilir mi? Bizi biz yapan her şeydir kader. Tüm dinlerde karşımıza çıkan olgudur. Ama kimse ne olduğunu bilmez. Fiziksel görünüşümüz, doğuştan gelen yeteneklerimiz…Bazıları büyük hediyelerle doğar. Örneğin başarılı bir sporcu olması için gereken tüm genetik kodlara sahiptir veya dünyaca bilinen bir sanatçı olmak için.
Kader genetik kodlarımız mıdır? Bu durumda şunu söyleyebilir miyiz, insan atalarından gelen bazı yeteneksizlikler veya yetenekler ile yaşamak zorunda mıdır? Ve bu konuda hiçbir kontrole sahip değil midir? Ya da kontrol kötü müdür tüm tür için….? Kontrol edebilmesi mi iyidir, edememesi mi ? İyi ve kötü nedir? Melek ve Şeytan değil midir? Şeytan da bir melek değil midir yaradılışta? Başkaları atmadan biz bireyler algımıza reset atmak zorundayız önce. Self-Kontrol bu değil midir? O yüzden ilk ayet OKU’dur. Boş kaldığında değil, okumak için boş kal.
Son yıllarda duymuşsunuzdur bilim dünyasında taşlar yerlerinden tek tek oynatılıyor. Genetik bilimciler artık genetiğin ötesinde yani epigenetik üzerinde çalışmalar yürütüyor. Son çalışmalarda keşfedilen son bulguya göre genlerimizde bir ANAHTAR var. Bu anahtar bana astrolojide ki Chiron gibi geldi…. Bildiğiniz açılıp kapanabilen bir anahtar. Bedenimizde yaklaşık 70 trilyon hücre bulunur ve her birinde de DNA bulunur. İlginç olan bu trilyonlarca hücrenin her birinin DNA kodu genetik olarak aynı. Aynı kod ama farklı işlevler ile bir kalp, bir böbrek vs oluşturabiliyor, ama insan türü olarak farklı doğuyoruz, öyleyse burada her birimizin epigenetik kodunun farklı olduğunu söyleyebiliriz.
İnsan Genomunda yaklaşık 20 bin gen, proteinleri kodlayan DNA şeritleri içerir. Fakat bu kodlanmış genler bedendeki toplam genomun sadece % 1,2 sini oluşturmaktadır. Kodlanmamış gen yüzdesi ise %98.8’ini oluşturmaktadır. Buna bilimde hurda gen adı verilir. Yani Çöp DNA. Kontrol edemediğimiz, kullanamadığımız alan. Lucy filmini seyretmediyseniz tavsiye ederim bu konu için. Gen dediğimiz şeyi bir nevi kullanım kılavuzu gibi düşünebilirsiniz, burada doğum haritalarımız acaba genlerimize kodlandı mı sorusunu getirebiliriz aklımıza. İnsan Kozmik robotlardır diyebiliriz bilimin ışığında. Hayatımızı kurtarabilecek bilgi paketlerinin tümü kodlarımızda saklı. Mühürlenmiş. Örneğin ikizlerin doğumunu örnek verelim, fiziksel olarak birbirine çok benzeyen tek yumurta ikizleri (Astrolojideki adını buradan almış ikizler, kendini kopyalamak, mitolojik anlatımlarda ve semavi dinlerde soyunu devam ettirmek kodu, Astrolojide İlaç ve Tıp göstergesi şifalı yılan Chiron yay enerjisi ile sembolize edilir. Güney Ay düğümü Yay yücelimindedir (Geçmiş, kökler). Kuzey ay düğümü yine ikizler yücelimi, kendini kopyala ve soyunu devam ettir)
Gelelim biyolojik tek yumurta ikizlerine; çevrenizde mutlaka yaşamışsınızdır. Yetenekleri ve gelecekteki hastalıkları nasıl farklı olabiliyor konusu epigenetikte saklı. Ve bilim de aynı şeyi söylüyor, 16.000 ikizler üzerinde yapılan çalışmalarda ikiz kardeşlerin aynı tür hastalığa yakalanma oranında %8 gibi bir istatiksel sonuç elde edilmiş. İşte burada o çöp veya hurda diye adlandırdığımız %98 lik kodlanmamış kısımda bir şeyler oluyor. Uzun yıllarca bunun yaşam ve beslenme stili ile ilgili olduğu düşünülüyordu. Ancak taze araştırmalar sonucu bahsettiğimiz DNA anahtarı ile ilgisi olduğu saptandı. Hayatı boyunca hiç egzersiz yapmamış, sigara ve alkol kullanmış çok sağlıklı insanlar da mevcut. Bir başka araştırma da şunu söylüyor; çevre yani kollektif epigenetik etkisi. Yani çevre etkisi çocuklara aktarılıyor mu sorusu.
Örneğin bir grup erkek lab. faresine kiraz çiçeği koklatılıyor. Ve ardından koşullandırma amaçlı elektrik şoku veriliyor. Sonra bu farelerin üremelerine izin veriliyor. Bu farelerin çocukları ortada elektrik şoku yok iken, kiraz çiçeği kokusunu duyduklarında korkudan titremeye başlıyor. Yani bu travma babadan çocuğa transfer oluyor. İnanılmaz bir bulgu. Herkesin öğreneceği çok şey var bunda. Yani mevcut genlerimiz yerine epigenetik modifikasyona uğradığımızın göstergesi. Taşıdığımız, bizlere ait olmayan korkular. Beta frekansı ile Güney ve Kuzey ay düğümlerinin teması gibi, nefes almak, nefes vermek ölüm kalım savaşı arasında. Chiron’da bilimsel şifasını bulmak.
Bilgi tedavi edicidir. İdrak artırıcıdır. Astroloji eğitimleri aldığınızda göstergeler arasında bağlantı kurabilmeniz için çok yönlü okumanızı tavsiye ederim. Çocukluğunuzda yaşadığınız bedensel hasta edici travmaların çocuklarınıza da psikolojik etkilerle yansıyacağı anlamına geliyor bu bilimsel çalışma. Fakat iyi bir haberim var, göstergeler tüm bunların değiştirilebileceği anlamına da geliyor. Örneğin kraliçe arılar diğer arılardan hiçbir farkları olmamasına rağmen, onları kraliçe yapan beslenme, yani bir miktar daha fazla arı sütü içmeleri. Diğer arılardan ömürleri 20 kat daha uzun oluyor.
Doğayı sadece seyredin. DNA’larımızda oynanan biyolojik, patolojik, psikolojik, genetik bu anahtarlarla geleceğin yeni nesil İnsan tasarımı karşısında bizler de; sadece, bizlerden öncekilerin tekrarı olacağız.
Bu çalışmalar, incelemeler içerisinde denek demografisine olan psikolojik etkiler de gözlemleniyor. Bu konuda lab fareler üzerinde de bir çalışma mevcut. Fareler doğduktan sonra biyolojik anneleriyle olan ilişkilerine bakılıyor. Bazı anneler her fırsatta bebeklerini yalıyorlar. Yanlarında ve sıcak tutuyorlar. Sıcaklıklarını hissettiriyorlar. Bazı anne fareler ise bebekleri ile ilgilenmiyor. Bu fareler büyüdüğünde tümüne aynı stres uyarısı veriliyor. Bir avcının gösterilmesi gibi düşünün. Sonuçlar oldukça bilindik. Anne sıcaklığını hisseden fareler bu strese tepki vermiyor. Görmeyenler ise paniğe kapılıyor. Bu yüzden astrolojide psikolojik değerlendirmenin de yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin son yıllarda artan kanser hastalığı bu anahtarın kapalı olması ile açığa çıkıyor. Bu anahtarlar açıldığında ise mucize, hastalık yok oluyor. Bilim her bir hastalığın bir anahtarı olduğunu söylüyor. Diyabet gibi, şişmanlık hastalığı gibi, veya yetenekler gibi, hatta daha ileri gidelim, bilim erkeğin seçilmiş spermini tedavi ederek, iyileştirerek tasarım ve seçilmiş bebekler oluşturabiliyor.
Şimdi Genom bilgimizi hatırlayalım, İnsan Genomu sadece 4 harften oluşur. GTCA (Guanin G, Timin T, Cytosine C, Adenin A) DNA sarmalını oluşturan harfler. Astrolojide 4 element olan (Su, ateş,toprak,hava). Her şey 12.evden sonlanır ve yeniden başlar. AY fazları gibidir gebelik ve doğum sancısı.
Ve tüm canlıların temelini oluşturuyorlar. Biz doğarken bu harflerden yaklaşık 3 milyar tanesini anneden, 3 milyar tanesini babadan alıyoruz. Fakat öyle hassas bir denge ki bu, bu milyarlarca harften bir tanesinde bir hata olsa ciddi bir hastalıkla doğabiliriz. Bu yüzden Gen dizisi çok önemlidir. Bu sebeple de bilimde Genom projesi çok önemliydi. Bu konuda yapılan araştırmalar ve deneylerde kullanılan laboratuvar farelerinin lab ortamında 0 varyasyon ile tamamen aynı koşullarda ve aynı genetik koda sahip olması sağlanmıştır. Sonuçta bu farelerin her birinin birbirinden farklı olduğu görülüyor, kimi daha kilolu, kimi daha zayıf ya da uzun veya kısa gibi. Buna bilimde soyut varyasyon deniliyor. Bunun neden olduğu bilinemiyor, bir başka örnek ise bir canlının dişi mi erkek olduğunun genetik kodundan anlaşılmasına rağmen, timsahlarda hangisinin dişi, hangisinin erkek olduğu genetik kodlarından anlaşılmıyor. Çünkü birebir aynı cinsiyet belirlenmesi yumurtalarının bulunduğu yerin sıcaklığına göre anlaşılıyor. Genetiğin ötesinde epigenetik incelemelerinde küresel ısınma ile artık bu da anlaşılamayacak veya cinsiyet kayması olabilecek.
Peki tüm bu yazının gölgesinde CHIRON bunun neresinde diye sorabilirsiniz. ANAHTAR’da gizli. Chiron’un astronomik,astrolojik ve çarpıtılmış tüm inanç sistemlerinin, baskılayıcı kuralların kutsal anası (Doğa Yasası, kutsal tek yumurta) Satürn ile; anarşistlerin babası (milyonlarca sperm) Uranüs arasında gidip gelen düzensiz çatışmanın bir yörüngesi, bir kütlesi ve keşfedilmesinin kova çağına girişte olması, bir gezegen mi veya asteroid mi tartışmalarının ötesinde çok manidar. Akledenler için der Necm (Yıldız) suresi.
Sadece insan kafalı at gövdeli yaratık olarak değil, insan ve hayvan karışımı DNA birleşimi ve klon olarak da bakabilirsiniz bilimsel ışıkta. Tüm bilim ışığında yeni nesil insan tasarımı daha dayanıklı olacak. Hayvan kadar vahşi ve ortama dayanıklı, insan kadar bilinçli.
Tarih tekrarı yaşar ve makro, mikro ne varsa tezahür eder yeniden tüm Zodyak turunu dişil ve eril bütünlüğünde tamamladığında . Büyük reset atar ve yeniden filizlenir ve demlenir yine bir ağacın dinlendirici gölgesinde….
Pınar Gürel Akademi Eğitmen Kadrosu